Erkek İsimleri A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Kız İsimleri A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Ortak İsimler A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
E harfi ile başlayan ortak isimler
Ecemiş: Çok bilen, bilmiş.
Ediz: Yükselti. 2. Ulu, yüce.
Efruz: Parlatan, aydınlatan, ışıldatan.
Ege: Yaşça büyük ve saygı duyulan kişi. 2. Anne ve babanın haricinde bir çocuktan sorumlu olan kişi. 3. Türkiye’nin batısındaki deniz.
Ekim: Yılın onuncu ayı. Toprağı ekme işi.
Ekin: Kültür. 2. Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum.
Elçin: Demet. 2. Ağustos böceği.
Elgin: Yabancı gurbette yaşayan, garip.
Elvan: Renkler, çeşitler, türler. 2. Rengarenk.
Emeç: Amaçlanan hedef. 2. Su ve kara yosunlarının kökü andıran tutunma organı. 3. Yamaç.
Emek: Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü. 2- Uzun ve yorucu, özenli çalışma.
Emsal: Eşit olan,bir tutulan, denk, yaşıt. 2.Benzerler. 3. Örnek.
Ender: Çok az, çok seyrek, çok az bulunur.
Engin: Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş çok geniş. 2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü; açık
deniz. 3. Yüksekte olmayan, alçak yer.
Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet. 2. İnsanın ruhi olgunluğu.
Erdi: İsteklerini elde edebilen, amacına ulaşmış. 2. Başakları gerekli olgunluğa erişmiş ekin. 3.Ermiş.
Eren: Benliğinden sıyrılmış,-öz varlığından geçmiş, kendini Tanrı’ya adamış, ermiş, evliya, veli. 2.Dervişler arasında
“erenler” diyerek, bir seslenme sözü olarak kullanılırdı. 3. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse.
Erendeniz: Deniz kavuşan
Erim: Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzile 2. İyi bir şeye işaret olan durum, iyi haber, müjde.
Erinç: Rahatlık, huzur, sukünet
Ersin: İstediğini elde etsin, arzuladıkları gerçekleşsin. 2. Yiğitsin. 3. Sözünde duran kişi.
Erşen: Neşeli, sözünde duran kişi
Esen: Hiçbir hastalığı, vücutça hiçbir ekiği olmayan, sağlıklı, sıhhatli, alim.
Eser: Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt 2. İz, işaret, im. 3. Belirti. 4. Keyfine göre davranan.
Esin: Etkilenme çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham. 2 Sabah yeli.
Evrensel: Evrenle ilgili. 2. Bütün insanlığı ilgilendiren. 3. Dünya ölçüsünde dünya çapında
Evrim: Zaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz niteliksel gelişme süreci. 2. Bir canlıyı ötekilerden ayırt eden biçimsel ve yapısal karakterlerin gelişmesi yoluyla geçirilen bir dizi değişme olayı. 3. Devrim.
Eylem: Harekete geçme, bir edim gerçekleştirme. 2. Bir durumu değiştirmeye daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası.
Eylül: Yılın dokuzuncu ayı. 2. Sonbahar mevsiminin ilk ayı.
Ezel: Geçmiş zaman,başlangıcı olmayan.
Ezgü: İyi.
Ediz: Yükselti. 2. Ulu, yüce.
Efruz: Parlatan, aydınlatan, ışıldatan.
Ege: Yaşça büyük ve saygı duyulan kişi. 2. Anne ve babanın haricinde bir çocuktan sorumlu olan kişi. 3. Türkiye’nin batısındaki deniz.
Ekim: Yılın onuncu ayı. Toprağı ekme işi.
Ekin: Kültür. 2. Tahılın tarlaya atıldığı andan harman oluncaya kadar aldığı durum.
Elçin: Demet. 2. Ağustos böceği.
Elgin: Yabancı gurbette yaşayan, garip.
Elvan: Renkler, çeşitler, türler. 2. Rengarenk.
Emeç: Amaçlanan hedef. 2. Su ve kara yosunlarının kökü andıran tutunma organı. 3. Yamaç.
Emek: Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü. 2- Uzun ve yorucu, özenli çalışma.
Emsal: Eşit olan,bir tutulan, denk, yaşıt. 2.Benzerler. 3. Örnek.
Ender: Çok az, çok seyrek, çok az bulunur.
Engin: Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş çok geniş. 2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü; açık
deniz. 3. Yüksekte olmayan, alçak yer.
Erdem: Ahlakın övdüğü iyilikçilik, alçak gönüllülük, yiğitlik doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet. 2. İnsanın ruhi olgunluğu.
Erdi: İsteklerini elde edebilen, amacına ulaşmış. 2. Başakları gerekli olgunluğa erişmiş ekin. 3.Ermiş.
Eren: Benliğinden sıyrılmış,-öz varlığından geçmiş, kendini Tanrı’ya adamış, ermiş, evliya, veli. 2.Dervişler arasında
“erenler” diyerek, bir seslenme sözü olarak kullanılırdı. 3. Olağanüstü sezgileriyle birtakım gerçekleri gördüğüne inanılan kimse.
Erendeniz: Deniz kavuşan
Erim: Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzile 2. İyi bir şeye işaret olan durum, iyi haber, müjde.
Erinç: Rahatlık, huzur, sukünet
Ersin: İstediğini elde etsin, arzuladıkları gerçekleşsin. 2. Yiğitsin. 3. Sözünde duran kişi.
Erşen: Neşeli, sözünde duran kişi
Esen: Hiçbir hastalığı, vücutça hiçbir ekiği olmayan, sağlıklı, sıhhatli, alim.
Eser: Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt 2. İz, işaret, im. 3. Belirti. 4. Keyfine göre davranan.
Esin: Etkilenme çağrışım veya içe doğmayla akla gelen yaratıcı duygu, düşünce, ilham. 2 Sabah yeli.
Evrensel: Evrenle ilgili. 2. Bütün insanlığı ilgilendiren. 3. Dünya ölçüsünde dünya çapında
Evrim: Zaman içinde birdenbire olmayan, kesintisiz niteliksel gelişme süreci. 2. Bir canlıyı ötekilerden ayırt eden biçimsel ve yapısal karakterlerin gelişmesi yoluyla geçirilen bir dizi değişme olayı. 3. Devrim.
Eylem: Harekete geçme, bir edim gerçekleştirme. 2. Bir durumu değiştirmeye daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası.
Eylül: Yılın dokuzuncu ayı. 2. Sonbahar mevsiminin ilk ayı.
Ezel: Geçmiş zaman,başlangıcı olmayan.
Ezgü: İyi.